05 Mayıs 2020
Ak Parti kaybetmek istemiyorsa bu oyuna alet olmamalı...
Darbe tartışmaları Korona virüs başarısını gündemden düşürme, Ak Parti lehine değişen seçmen davranışını etkileme ve Kılıçdaroğlu’nun yıpranan imajını güçlendirme çabası olabilir mi?

CHP’li kurmaylar başta olmak üzere hükümete muhalif kesimlerin 'Şok' etkisiyle Türkiye'nin gündeminde korku yaratarak gündem değiştirmeye yönelik ‘Darbe’ iddiaları, muhalif refleksle bir kaç açıdan fayda sağlamaya yönelik örgütlü bir çaba olarak gözüküyor. 

 

Korona virüsle mücadelede ki başarıyla hükümete ve Tayyip Erdoğan'a olan ilgi ve güvenin artışı, Türkiye düşmanlarını gerdiği gibi, muhalefeti rakamlar üzerinden değerlendiren, Makyavelist bir yöntemle tüm gücünü ve enerjisini iktidarı devirmek üzere kurgulayanlarıda germiş, hükümetin başarısını gündemden düşürmek için 'Şok' etkisi yaratacak yöntemlere yönelmesini yada yönlendirilmesini zorunlu kılmıştır. Muhalefet şu ankı gündemi değiştirmekle, Cumhurbaşakanı Erdoğan ve hükümetin algısal kazancının önüne geçmek, başarısını gözden düşürmek istiyor.

 

Pori Sipi'nin, CHP'nin  darbeclikle suçlanması onlara bir şey kaybettirmez.  Korona virüsle mücadelede ki başarı seçmen davranışında AK Parti lehine olacaktır. Muhalefet bunu gördüğü için 'Şok' etkisiyle gündemi değiştirmek istiyor. Ak Partililer darbe iddialarının gündemleşmesine müsade ederlerse kaybederler. Türkiye düşmanlarının algısal operasyonlarla 'Gündem Değiştirme' projelerine destek olmamalılar. ' tespitine imzamı atarım. Gündem değişikliği projesine dikkat edilmeli.  

 

İki başlık üzerinden makalemize devam edecek olursak, Korona virüsle mücadele Türkiye’nin en güçlü ülkelere dahi yardım yapıyor gerçeğiyle karizmasına olumlu katkı sunduğu Recep Tayyip Erdoğan’ın lehine dönen algısal kabulünü gündemden düşürmeye yönelik bir çaba olduğunu,  son zamanlarda yaptığı gaflarla karizması ciddi anlamda yıpranan Kılıçdaroğlu’nun karizmasına yönelik katkı sunmaya yönelik algısal bir operasyon olduğunu  düşünüyorum.   Kılıçdaroğlu'nun şu saate kadar bu konuyla ilgili hiç bir yorum yapmaması, suskunluğa bürünmesi toplumsal kabul yada reddin sonucuna göre tepki belirleyeceğini ifade edenlerin haklılaştırmaktadır.  

Yani;

  1. Korona virüs başarısını gündemden düşürmek
  2. Kılıçdaroğlu’nun yıpranan karizmasını güçlendirmek.

 

Alan çalışmalarında çıkan sonuçların Recep Tayyip Erdoğan lehine artırdığı güçlü lider algısı, muhalefetin dilini ve pıratiklerini anti demokratik söylemlere ve pıratiklere yönlendirdi.  'Şok' etkisiyle gündem değiştirme çabalarının sonuç vermesi durumunda farklı bir tepki belirleneceği, toplumsal kabul istenen düzeyde olmaz ise tepkinin yönü ve söylemi değişecektir. 

 

Korona virsüsle mücadele de Türkiye'nin dünya klasmınında en üstlerde yer edinmesinin ardından, Türkiye siyasetinde bu güne kadar görülmeyen söylem ve pratiklerin nedeninin olduğunu düşünüyorum. CHP’li kurmayların siyasada ‘Şok’ etkisiyle toplumsal algıda yaygınlaştırmaya çalıştıkları korku ve gündem değişikliği çabasına Kılıçdaroğlu’nun şu saate kadar hiçbir yorum yapmaması, toplumsal kabulün boyutuna yönelik gözlemin sonuçlarına göre hareket edeceği ifadelerini  güçlü kılıyor. Toplumun algısal kabulü ya da reddi Kılıçdaroğlu’nun tepkisel yönünü belirleyecektir.  Kılıçdaroğlu darbe iddialarına destek olabileceği gibi, darbe iddiaların karşı sert tepkide gösterebilir.

 

Darbe tartışmalarına katılan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun, 'İktidar gündem değiştirici söylemleri istismar ederek otoriter eğilimlerini meşrulaştırmaya çalışıyor' söylemi, gündem değiştirmeye yönelik tespitimi haklı kılmaktadır. Fakat Davutoğlu  CHP’li kurmaylar ve muhalefetten isimlerin toplum algısında ki korkuyu olgunlaştırma çabalarına  rağmen anti demokratik açıklamaları eleştirmek yerine, anti demokratik söylem ve yönlendirme mağduru Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik suçlaması Davutoğlu’nun da toplumsal kabulden korktuğunun göstergesidir.  Davutoğlu’nun bu açıklaması Türkiye ve dünya gündeminde oluşan olumlu algıyı olumsuza dönüştürmeye yönelik çaba içinde olduğunu gösterir. Stratejik literatüre hakim bilim insanı Davutoğlu’nun Tayyip Erdoğan hakkında artarak devam eden olumlu algı ve güçlü lider karizmasını, olumsuz algıya ve otoriter lidere dönüştürme çabası, kişisel ve grupsal çıkarlarının Türkiye’nin çıkarlarından daha çok önemsendiğinin göstergesi olarak kabul edilebilir.

 

Yorum Ekle



M.SALİH GEÇKEN
Copyright, 2017 © M. Salih Geçken - Kisisel Web Sitesi