03 Nisan 2018
VAN’IN DÜNYA CEHENNEMİ
Van'ın yaşadığı en büyük travmalardan birininde 2 Nisan 1918'den öncesi olduğunu hatırdan çıkarmamak gerekir

İlk katliam 103 yıl önce, 1915 yılında başlamıştı…

1915 yılında Saray’dan Erçek’e kadar bir günde 2000 kişiyi şehit eden Taşnaksutyun katilleri katliama doymuyorlardı…

Aram Manukyan’ın yönetimindeki Taşnaksutyun’un katilleri acının dozunu arttırmak için tüm aşağılık duygularını tatmine yöneldiler. 

Anne karnındaki yavrunun parçalanmasından tutun...

Annenin gözü önünde evladının parçalanmasına kadar her şeyi yaptılar.

Yaktılar….Yıktılar…

Katlettiler… Yok ettiler…

Acısı unutulmayacak hikayeler yaşattılar….

 

100 yıl önceki 2 Nisan, Van’ın kurtuluşu olsa da;

Birkaç ferdini yitirmesine rağmen topraklarını terk etmek zorunda kalan aileler…

Erinin önünde tecavüze uğramış, gözlerinin önünde çocukları parçalanan kadınlar…

Diri diri yakılarak yok edilmiş nesiller…

‘Milleti Sadıka' diye taltif edilenlerin yaşattığı ‘İhanet ve katliam’ acısı kalmışta geride…

 

Üç yıl boyunca katledilende…

Yok edilende…
Yerinden yurdunu terk etmek zorunda kalanda bizdik…

Biz yönetirken, onlara hayat sunduk…

Onlar üç yıl boyunca bizlere ölümü reva gördüler.

 

15 Ocak 1915 ile 2 Nisan 1918 yılları arasında yaşanan acılar içimizdeki hainlere….

Bilgi yoksunu cahillere...

Küresel ölçekte sürdürülen ‘Ermeniler Katledildi’ yalanına verilecek en güzel cevaptır.

 

1915 ile 1918 yıllarında Van ve çevre illerin yönetimi Rusların desteklediği Ermenilerdeydi..

Katliam 1915 te başladı… 1918 yılına kadar sürdü…

Ermeni Çetesi Taşnaksutyun üç yıl boyunca ağır travma yaratacak katliamlar yaptı... 

 

Biz güçlük iken;

Onlara ‘Milleti Sadıka’ dedik…

Onları sahiplendik…

Onları koruduk…

Onlarla ekmeğimizi paylaştık…

Onları bağrımıza bastık…

 

Ermeni Çetesi Taşnaksutyun yönetimi ele geçirince:

Annemizi, babamızı, kardeşlerimizi katlettiler.

Küçük çocukları annelerinin önünde diri diri kestiler…

Kadınlara tecavüz ettiler.

İnsanlarımızı diri diri yaktılar.

Ekmeğimizi kan doğradılar.

İşkencenin ve ölümün en ağırını üzerimizde uyguladılar.

 

Türk anneyi de katlettiler. Kürt anneyi de…

Kürt babayı da... Türk babayı da katletmekten çekinmediler.

Annelerin karnındaki evlatlarımızı parçalarkende ırk ayrımı yapmadılar. 

 

‘Stockholm Sendromu’na tutulmuş tarih yoksunu kişiler;

Saray’dan Erçek’e kadar bölgede bir günde 2000 kişinin katledildiğini…

Onlarca çocuğun kılıçtan geçirilerek öldürüldüğünü…

Kürt yada Türk ayrımı yapılmadan kadınlarımıza el uzatıldığını…

Atalarımızı diri diri yakan katillerin yaptıkları zulmü bilmeden…

‘Ermeniler Katledildi’ yalanının borazanlığıyla atalarının katillerini ‘Masumlaştırmaları’ patalojik hastalık ötesi bir şeydir.

 

FİKİR ISLAHI MĞ?  İLE FİKİR İSHALİ Mİ?

 

İyiler ‘FİKİR ISLAHI’na yönelirken….

Kötüler ‘FİKİ İSHALİ’nde diretirler...

 

İyiler ‘FİKİR ISLAHI’nı yaygınlaşması için çalışırken…

Kötüler ‘FİKİ İSHALİ’nin zemin bulması için çabalarlar..

 

Doğruları aktarmak ‘FİKİR ISLAHI’ iken…

Birkaç doğruya onlarca yanlışı eklemek  ‘FİKİR İSHALİ’ dir.

 

Anlatılanları… Yazılanları… Aktarılanları doğru anlamak ‘FİKİR ISLAHI’ na...

Anlatılanları…Yazılanları… Aktarılanları anlamından koparmak ‘FİKİ İSHALİ’na hizmettir. 

 

 

 

Yorum Ekle



M.SALİH GEÇKEN
Copyright, 2017 © M. Salih Geçken - Kisisel Web Sitesi