05 Mart 2018
AK PARTİ VAN İLÇE TEŞKİLATLARINI KİM ÖRGÜTLEDİ?
Ak Parti Genel merkezinin kararlarına karşı duruş sergileyenlere yönelik yazılmış bir yazı olmadığını, ilçe başkanlıkları adaylıklarının demokratik bir hak olduğunu, siyaset sosyolojisi ve sosyolojik gerçekliğe bağlı kalarak bir değerlendirme yaptığımı belirtmek istiyorum.

Ak Parti Genel Merkezinin atadığı adaylara karşı aday olmak; onlara seçimi kaybettirmek parti merkezinin kararlarına direniş olduğu gerçeğini göz ardı edemeyiz. Karşı duruşun nedenleri ayrı bir tartışma konusudur. 

 

Genel merkezin atamalarına rağmen ilçelerde aday çıkarmak ve yüksek oy almak güçlü ve örgütlü karşı duruşu gerektirir. Van'ın ilçelerindeki bu karşı duruşun spontane olmadığı, direniş düşüncesinin bir üst akıl tarafından algılara yerleştirildiği, parti içindeki bir grubun duygusal motivasyonlarla harekete geçirildiği düşünülüyor.

 

Güçlü karşı duruş, irade, proje, destek ve sinerjiyi; bunlarında gerçekleşebilmesi üst aklı gerektirir. Ak Parti Van il ve ilçe teşkilatlarında genel merkezin belirlediği adayların ilçe başkanlıklarını kaybettirmek, sonucu ne olursa olsun parti içinde  kargaşaya ve ayrışmaya neden olacaktır. Bu ayrışma ve kargaşa kimin işine yarıyor ve  kimin duygularını okşuyorsa bu örgütlü yapının ‘ÜST AKLI’ o kişi-kişiler olduğu, aglısal manipülasyonun startının o kişi-kişiler tarafından verildiği düşüncesine katılıyorum.

 

Ak Parti gibi iç disiplini kanıksanmış ve kabul ettirilmiş bir imajın deformesine yönelik atılım ve eylemler parti genel merkezi ve yönetim kadrosunun kabul edebileceği bir şey değildir. Kabul edilme ihtimalinide düşünmüyorum. Zorunlu bir müdahalede, parti içi tartışmalara ve ayrışmaya neden olacaktır. Dalga dalga alevlenecek-alevlendirilecek tartışmalar ve kırılgınlıklar kaçınılmazdır. 

 

Parti Genel Merkezi kararlarına rağmen yönetime gelmek, parti genel merkezi karar ve iradesinin işlevsizleşmesine kapı aralamaktır. Van'daki bu direniş ve karşı duruşun Ak Partinin  parti içi disiplininde gedikler açmasına, parti yönetiminin kararlarının reddinin olağan hale gelmesine  ve yaygınlaşmasına zemin hazırlar. Karizmatik liderin yönettiği parti sosyolojisinde bunun kabulu mümkün gözükmüyor.

 

Örgütlü yapılarda bir eylemin yaratacağı etkiyi yerellikten ziyade örgüt sosyolojisi kapsamında değerlendirmek gerekir.  Bir örnek yaşandığı yerle sınırlı kalmayıp, tüm örgütü etkileyecekse parti-örgüt kendi özgün ağırlığını korumak için müdahale etmek zorundadır. Van'daki karşı duruşada müdahale edilecektir diye düşünüyorum. 

 

Ak Parti Genel Merkezinin atadığı yani kendi adayı olarak kabul ettiği iki ilçe başkanını kongrede devirmek ‘Demokratik’ bir hak olmakla birlikte, parti bütünlüğüne ve iç disipline zarar verecektir. Kelebek etkisi yaratacak bu pratik, Ak Partinin diğer katmanlarındaki disipline zarar vereceği gibi,  parti üst yönetiminin parti üzerindeki özgün ağırlığınıda olumsuz etkileyecektir. Türkiye’de devrim niteliğinde değişimlere imza atan, küresel emperyalizmle mücadeleyi göze alan bir parti sosyolojisinin bunu kabul etmesi mümkün gözükmüyor.

 

Böyle bir mücadelenin varlığı mevcut yönetimle bir önceki yönetim tarafından parti il ve ilçe yönetimlerine kayıtları yapılanların tam uyuşamadığı ve anlaşamadığı anlamına gelmektedir. Bu bir zafiyettir. Sonucu ne olursa olsun algısal anlamada da olsa Ak Partiye zarar verecektir.

 

Mevcut il başkanı bu sürecin öz eleştirisini kendisiyle paylaşmalıdır. Süreci doğru yönetmek ve yönlendirmek zorundadır. Bu karşı duruşun bir isyan yada ihanet olarak algılatmak, yaşana sürecin sorumluluğunu sadece karşı duruş sergileyenlere yüklemek eksikliklerin tezahürüne neden olacaktır. 

 

Bir üst aklın bu eylemi yönlendirdiğini, genel merkez nezdinde isyan olarak kabul edilecek bu eylemin sorumluluğunu başkasına yükleyeceğini, üst aklın bir taşla birkaç kuş vurmaya yöneleceğine dair duyumlar var.

 

Karşı duruş aktivistlerinin senaryo sahibinden haberdar olmadıklarını, algılarda oluşturulan sanal heyecana kapıldıklarını, muhaliflerinin 'Kurbanlık' senaryolarında siyasal geleceklerinin bitirileceğini düşünüyorum. 

UNUTMAYALIM Kİ "FİLLER SAVAŞINDA EN ÇOK ÇİMENLER EZİLİR"...

 

Yorum Ekle



M.SALİH GEÇKEN
Copyright, 2017 © M. Salih Geçken - Kisisel Web Sitesi