12 Kasım 2017
VAN'DA İŞE ALIMDA HAKSIZLIK YAPILDIĞI İDDİASI
İstihdam temel bir haktır. Bu hak keyfi uygulamalara alet edilmemelidir. Hakkın amacından saptırılması toplumsal adaletsizliğe açılan önemli kapılardan biridir. Hakkın hak sahibinden alınarak, hak etmeyenlere verilmesi bir hak hırsızlığı olarak değerlendirilebilir.

VAN'DA İŞE ALIMLARDA HAKSIZLIK YAPILDI İDDİASI 

 

İstihdam temel bir haktır. Bu hak keyfi uygulamalara alet edilmemelidir.  Hakkın amacından saptırılması toplumsal adaletsizliğe açılan önemli kapılardan biridir.  Hakkın hak sahibinden alınarak, hak etmeyenlere verilmesi bir hak hırsızlığı olarak değerlendirilebilir.

 

Son zamanlarda Van’da en çok tartışılan konuların başında Başta Büyükşehir olmak üzere belediyelerde ve İŞ KUR aracılığıyla çeşitli kurumlarda çalıştırılmak üzere işe alınan kişilerin kayrıldığıyla ilgili iddialar gündemi meşgul ediyor. HDP-DBP’li Belediyeler kendi kriterleri doğrultusunda çalıştırılmak üzere elaman aldığı iddia edilirken İŞ KUR aracılığıyla işe alınan kişilerin  AK Parti Van il teşkilatının aracılığıyla alındığı konuşuluyor. Adalete  dayalı hak temelli tercih doğru bir tercihken, bunun dışındaki tercih nedenleri hak gaspıdır.

 

Kendisinin ve ailesinin asgari düzeyde yaşam şartlarını oluşturmak zorunda olan kişilere istihdam alanı oluşturulması  sosyal refah, sosyal adalet, sosyal güvenlik gereğidir. Hem hükümet (devlet) hemde yerel  yönetimler (belediyeler) bu sorumluklarını yerine getirmek zorundalar. Bir işe ihtiyacı olanların istihdam edilmeleri gerekirken, farklı kriterlerle işçi alımı müdahalesi ilahi ve sosyal adaletsizliktir.  Bu pratiğin ne İslam dininde ne geleneklerimizde nede Marksist ideolojide karşılığı yoktur.

 

Bir devletin sınırları içinde yaşayan gelir seviye düşük kişilerin en doğal haklarından biride iş edinmeleridir. Hükümetlerin ve yerel yönetimlerin  ‘SOSYAL DEVLET -SOSYAL BELEDİYECELİK’ anlayışı bunu mecbur kılmaktadır. Keyfilikten çıkarılarak zorunlu hale getirilen bu sorumluluğun iddialara bakılırsa yereldeki pratiği hiçte iç açıcı gözükmüyor.

 

SOSYAL DEVLET(HÜKÜMET)-SOSYAL BELEDİYECELİK’ anlayışı ve mantığının öncellediği ilkeler belli iken, particilik ve adamcılık fikrinin bu ilkelerin yerine geçmesi toplumsal adaletsizliğin işareti olur ki, bu haksızlık gelecekti toplumsal kâbusa neden olur.  Bir tarafta hak gaspı diğer tarafta ideolojik ayrımcılık vuku bulur.

 

Yaşatılan olumsuzlukları ve haksızlıkları AK Partili yâda HDP’li gözüyle okumak sorunlarımızı kronikleştirir. Kronikleşen sorunlarda toplumsal kâbusun temeli  olur.   Eğer bu iddialar doğruysa ( anlatılan hikayeler var)  ADALETİN bu haksızlığa bir an önce müdahale etmesi gerekir. 

 

Sosyal Politikalar sosyal adalet, sosyal refah, sosyal güvenlik ilkelerini önceleyerek, toplumsal adaleti ve refahı somutlaştırarak,  toplumsal huzuru güçlendirecek çalışmalara yoğunlaştığını biliyoruz.  Toplumsal adaletin ve huzurun sağlanması için yapılan projelerin yerelde hayat bulmaması özelde bizim adaletsizliğimizden kaynaklanacağı gibi, yaşanacak sorunlar genelin tamamını etkileyecektir. Hükümetin  sosyal  projelerinin hayata geçirilmesi ildeki temsilcilerinin zorunluluğudur. Hayat bulmayan proje hükümetin başarısızlığı olacaktır

 

Artık yüksek sesle dile getirilen bu iddialar doğruysa, ki öyle gözüküyor.  Bu zulmü ne HDP’li belediyelerin nede Ak Partinin yerel yöneticilerinin bu adaletsizliği yaşatma hakları yoktur. Yaşam standardı düşük insanların yaşam kalitesini artırmak için oluşturulan projeleri her hangi bir gerekçeyle manipüle ettirmemek gerekir.

Kalın sağılcakla

Yorum Ekle



M.SALİH GEÇKEN
Copyright, 2017 © M. Salih Geçken - Kisisel Web Sitesi